kelimesinin eş anlamı tam
- kesin
- doğru
- tamamen
- bütünüyle
- güm
- küt
- pat
- çat
- gürültü
- patlama
- patırtı
- heyecan
- zevk
- uyuşturucu enjeksiyonu
- vurmak
- çarpmak
- küt diye çarpmak
- güm diye çarpmak
- hızla çarpmak
- sevişmek
- yatmak
- tamam
- tamamı
- eksiksiz
- tamamlanmış
- iyice
- mükemmel
- bütün
- doldurmak
- tamamlamak
- bitirmek
- yerine getirmek
- uygulamak
- tamamına erdirmek
- mükemmelleştirmek
- tamı tamına
- dakik
- titiz
- kati
- sert
- gerçek
- gerçekçi
- zorlamak
- zorla almak
- ısrarla istemek
- gerektirmek
- istemek
- dayatmak
- toplu
- açık
- açıkça
- düpedüz
- bütün olarak
- dobra dobra
- bir defada
- anında
- hemen
- tüm
- etraflı
- bir uçtan bir uca
- önlük
- göğüslük
- belirli
- belli
- kusursuz
- doğru dürüst
- uygun
- terbiyeli
- yerinde
- özel
- münasip
- adamakıllı
- sapına kadar
- tam
- tam olarak
- sırf
- katışıksız
- dik
- dikey
- şeffaf
- transparan
- büsbütün
- dimdik
- doğrudan
- rotadan sapmak
- yolundan sapmak
- sapmak
- sade
- ıssız
- tümüyle
- derin
- bilge
- içe işleyen
- yaygın
- geniş ölçüde
- bile
- salt
- mutlak
- çok
- aynı
- pek
- en
- harika
- komple
- tıpkı
- yetkin
- kesintisiz
- ehliyetli
- sırasında
- dört dörtlük
- elifi elifine
- ful
- katıksız
- katkısız
- milimi milimine
- mükemmellik
- pırıl pırıl
- tilun
- tügüz
- yonat
tam sıfat - Nedir?
- Eksiksiz, kesintisiz
- "(Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım.)" (A. Gündüz)
- Bütün, tüm.
- [zarf] Zaman ve yer için anlamı kesinleştirir
- "(Bohçasını aldı, tam çıkacaktı...)" (Ö. Seyfettin)
- [zarf] Uygun olarak, tıpkı, aynı.
- [zarf] Sırasında, anında
- "(Tam mağazaya gireceğim zaman arkamdan bir ses geldi.)" (Ö. Seyfettin)
- [mecaz] Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz
- "(Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü.)" (O. S. Orhon)
- [argo söz] Amerikan doları.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır