kelimesinin eş anlamı kovmak
- defetmek
- sürgün etmek
- sürmek
- kafasından atmak
- aklından çıkarmak
- uzaklaştırmak
- atmak
- yaka paça çıkarmak
- çöpe atmak
- kapı dışarı etmek
- arabayla uzaklaşmak
- savmak
- çıkarmak
- araba ile yol almak
- başından atmak
- yok etmek
- öldürmek
- mahvetmek
- ırzına geçmek
- yıkmak
- sökmek
- bozmak
- bıkkın
- yorgun
- aşırı çalışmaktan tükenmiş
- kışkışlamak
- dışarı atmak
- gözetmek
- kovalamak
- sepetlemek
- süpürmek
- izlemek
- aforoz etmek
- aforozlamak
- alaşağı etmek
- alaşağıetmek
- bohçasını koltuğuna vermek
- dehlemek
- dışarıatmak
- han kapısından teğelti atmak
- haydamak
- haydi oradan
- kapıyı göstermek
- koğmak
- lehd
- minder dışına atmak
- pabucunu eline vermek
- pasaportunu eline vermek
- sırtından atmak
- sokağa atmak
- şutlamak
- tart etmek
- tezkeresini eline vermek
- uğratmak
- yakasından atmak
kovmak (-i durum ekiyle kullanılan fiil) - Nedir?
- Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek
- "(Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi.)" (M. Ş. Esendal)
- Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak.
- İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak.
- Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak.
- [mecaz] Gözetmek
- "(Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır.)" (M. Ş. Esendal)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır