kelimesinin eş anlamı bozuk
- kokmuş [yum.
- bozulmak [yum.
- hayal kırıklığına uğramış
- kırgın
- ümidi kırılmış
- biçimsiz
- saptırılmış
- karmakarışık
- düzensiz
- sapıtmış
- üşütük
- balya bağlama teli
- kuralsız
- düzgün olmayan
- çarpık
- yamuk
- başıbozuk
- mahvolmuş
- harap
- bitkin
- tamamen bitmiş
- çalışmayan
- sinirli
- bozulmuş
- bulanmış
- altüst olmuş
- devrilmiş
- üzgün
- devrilme
- alabora olma
- bozulma
- devirme
- bozukluk
- karışıklık
- bozgun
- beklenmedik yenilgi
- keyfini kaçırmak
- devirmek
- alabora etmek
- altüst etmek
- bozmak
- bulandırmak
- devrilmek
- altüst olmak
- bozulmak
- kusurlu
- aksak
- hurda
- dargın
- berbat
- çap
- eğreti
- gergin
- kaput
- karışık
- kızgın
- kötümser
- ucuz
- sıkıntılı
- huzursuz
- madenî
- avara
- berduş
- bozuk para
- bozukça
- çakaralmaz
- çarkıt
- çepel
- çürük iş
- defolu
- ekini belli etmemek
- fasit
- haşat
- muhtel
- müntin
- pimpirik
- sakametli
- sakim
- taka
bozuk sıfat - Nedir?
- Bozulmuş olan
- "(Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu.)" (T. Buğra)
- Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ)
- "(Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim.)" (R. N. Güntekin)
- [isim] Madenî para
- "(Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!)" (M. Ş. Esendal)
- [mecaz] Kötümser, gergin, huzursuz, karışık
- "(Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu.)" (F. R. Atay)
- [mecaz] Kızgın, sıkıntılı
- "(Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki.)" (H. E. Adıvar)
- [mecaz] Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır