kelimesinin eş anlamı uygun
- elverişli
- yeterli
- yerinde
- yakışık alır
- has
- özgü
- biçilmiş kaftan
- kendine maletmek
- iç etmek
- özelleştirmek
- üstüne oturmak
- el koymak
- ayırmak
- tam zamanında
- zamanı gelmişken
- sırası gelmişken
- eğilimli
- eğimli
- zeki
- güzel duran
- yakışan
- yakışır
- uyumlu
- bağdaşan
- geçimli
- benzer
- avantajlı
- çıkarlara uygun düşen
- çıkarcı
- çare
- yol
- önlem
- tedbir
- yetenekli
- layık
- sağlıklı
- zinde
- formda
- uygun olma
- uyma
- oturma
- hastalık nöbeti
- kriz
- kapris
- heves
- uydurmak
- uymak
- oturtmak
- yakıştırmak
- yakışmak
- oturmak
- döşeli
- oturmuş
- döşenmiş
- prova
- ayarlama
- uydurma
- montaj
- tesisat
- mekanizma
- geçme
- münasip
- karşılaşma
- yarışma
- görüşme yapmak
- karşılaşmak
- rastlamak
- toplanmak
- bulmak
- tanışmak
- görüşmek
- buluşmak
- karşılamak
- kavuşmak
- başına gelmek
- uğramak
- yerine getirmek
- müsait
- ilgili
- uygun olarak
- göre
- uygun bir biçimde
- yakışık alır biçimde
- elbiseli
- takımlı
- denk
- dengi dengine olan
- iyi
- makul
- munis
- mutabık
- muvafık
- şayan
- şık
- tatminkâr
- usturuplu
- yarar
- yaraşıklı
- yaraşır
- uz
- yararlı
- orantılı
- oranlı
- mütenasip
- ağaya
- akla yatkın
- amelî
- aralık
- birebir
- bolduçağ
- caiz
- edepli
- fırsat bulmak
- geray
- harfi harfine
- isabetli
- iyi etmek
- kip
- mehel
- mülâyim
- münasebetli
- münâsib
- namuslu
- onat
- özsen
- pratik
- reva
- seza
- şayeste
- tekinik
- tutarlı
- tüzli
- ucuz
- uyar
- yakuşuk
- yaraşur
- yaraylı
- yatkın
- yönet
- yönlü
- yüklü
uygun sıfat - Nedir?
- Yakışır, yaraşır, uz, mutabık, mütenasip
- "(Rıza Efendi'de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır.)" (T. Buğra)
- Elverişli, yarar, müsait, muvafık.
- [mecaz] Orantılı, oranlı.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır