kelimesinin eş anlamı ağır
- hantal
- sakar
- aksi
- külfetli
- yorucu
- zahmetli
- baskın
- şiddetli
- fırtınalı
- aşırı
- önemli
- çok
- sert
- baygın
- üzücü
- bozuk
- kaba
- hamile
- ağdalı
- ağır şekilde
- şiddetle
- başrol oyuncusu
- kötü adam rolü
- ağır siklet
- fedai
- zalim
- ağır top
- yavaş
- hızlı değil
- dayanıksız
- sabit değil
- sıkıcı
- hareketsiz
- sindirimi güç
- bıktırıcı
- büyük
- sıkıntılı
- endişeli
- okkalı
- nüfuzlu
- hatırı sayılır
- kiloca fazla
- değerli
- güç
- yüklü
- yoğun
- ağırbaşlı
- alçak
- ciddî
- çetin
- dokunaklı
- gösterişli
- kırıcı
- korkulu
- oturaklı
- tehlikeli
- vahim
- veznin
- ağır
- bunaltıcı
- kısık
- sağır
- karşıtı
- keskin
- adagio
- lento
- ünlü
- saygın
- çapı
- boğucu
- derin
- aheste
- bati
- demediğini bırakmamak
- katran
- kilolu
- koşin
- kunt
- küf kokusu
- leş gibi
- sakil
ağır sıfat - Nedir?
- Tartıda çok çeken, hafif karşıtı.
- Değeri çok olan, gösterişli
- "(Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi.)" (M. C. Kuntay)
- Çapı, boyutları büyük.
- Çetin, güç
- "(Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu.)" (F. F. Tülbentçi)
- Tehlikeli, korkulu, vahim.
- Sıkıntı veren, bunaltıcı.
- Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı
- "(Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum.)" (N. Ataç)
- Ağırbaşlı, ciddi
- "(Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı. Fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı.)" (H. E. Adıvar)
- Keskin, boğucu (koku)
- "(Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır.)" (F. R. Atay)
- Sindirimi güç (yiyecek).
- Yoğun
- "(Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı.)" (A. Sayar)
- Uyanılması güç, derin (uyku).
- Kısık, alçak
- "(Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi.)" (O. C. Kaygılı)
- Güç işiten, sağır.
- [zarf] Yavaş
- "(Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu.)" (E. İ. Benice)
- [mecaz] Davranışları yavaş olan.
- [spor] Ağır sıklet.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır