kelimesinin eş anlamı yüksek
- yüce
- keyifli
- köprü üzerindeki demiryolu
- yol üzerindeki köprüden geçen demiryolu
- yukarı
- uyuşturucu almış
- üst
- büyük
- şiddetli
- aşırı
- önemli
- soylu
- ileri
- üstün
- neşeli
- sarhoş
- uçmuş
- esrarın etkisinde
- yüksekte
- yükseğe
- lüks içinde
- yüksek yer
- yüksek basınçlı bölge
- büyük vites
- rekor
- zirve
- uçma
- lise
- çok katlı
- yüksek bina
- çok katlı bina
- ulvi
- azametli
- mağrur
- kibirli
- gürültülü
- parlak
- kaba
- yüksek sesle
- gürültüyle
- faik
- güçlü
- koca
- etkili
- çok
- erdemli
- faziletli
- yukarıda
- ağan
- âli
- aşmak
- dağ
- etiz
- muallâ
- mualllâ
- mürtefi
- orhun
- refî
- sesini yükseltmek
- şamih
- yeğ
- yırtıcı
yüksek sıfat - Nedir?
- Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- "(... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı.)" (Ö. Seyfettin)
- Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- "(İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor.)" (H. Taner)
- Güçlü, etkili, şiddetli.
- Derece veya makamı bakımından üstün.
- Normal değerlerin üstünde olan, çok
- "(Türk milletinin karakteri yüksektir.)" (Atatürk)
- [mecaz] Erdemli, faziletli.
- [mecaz] Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan.
- [isim] Yukarıda, üst tarafta olan yer
- "(Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu.)" (M. Ş. Esendal)
- [zarf] Büyük para ile.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır