kelimesinin eş anlamı kenar
- sınır
- hudut
- kenar süsü
- tarh
- sınır koymak
- çerçevelemek
- sınır komşusu olmak
- bitişik olmak
- benzer olmak
- demeye gelmek
- kıyı
- eşik
- ağız
- pay
- fazlalık
- ayrım
- mesafe
- tolerans
- ihtiyat akçesi
- kenara yazmak
- kenar yapmak
- jant
- kasnak
- çerçeve
- kenar geçirmek
- çember geçirmek
- taraf
- yan
- bir nesnenin kenarlarını oluşturan bölüm
- eteklik kumaş
- sahil
- kumsal
- bucak
- ibik
- taşra
- yaka
- pervaz
- çizgi
- antika
- kuytu
- ıssız
- sapa
- tenha
- bordür
- gen
- kıran
- koltuk
- şati
- şefe
kenar isim - Nedir?
- Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka
- "(O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi.)" (O. V. Kanık)
- Bir şeyi çevreleyen çizgi.
- Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri.
- Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer
- "(Ağır, ihtiyar misafirler kenarda bir odadan çıktılar.)" (M. Ş. Esendal)
- Yan.
- [matematik] Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır