kelimesinin eş anlamı öz
- kısa
- kaba
- tatsız
- damıtılmış sıvı
- esas
- özet
- seçme parça
- alıntı
- özüt
- özünü çıkarmak
- çıkarmak
- çekmek
- ihraç etmek
- almak
- sağlamak
- seçerek almak
- tatmak
- ana fikir
- asıl
- kendisinin
- prokendi
- sahip olmak
- kabullenmek
- itiraf etmek
- kabul etmek
- tanımak
- teslim etmek
- ilik
- ruh
- güç
- kuvvet
- enerji
- özellik
- önemsiz konu
- safsata
- en özlü kısım
- özünün özü
- özetin özeti
- halis
- hakiki
- arı
- çay
- dere
- hamur
- hülasa
- kendi
- madde
- mahiyet
- saf
- sonuç
- zat
- nefis
- derun
- künh
- zübde
- hulâsa
- hafif
- içine
- arılığını
- sulak
- ekstre
- halis muhlis
- mağz
- özbeöz
- tin
- töz
- tözlük
- üzüt
- yürek
- zübre
öz isim, felsefe - Nedir?
- Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı
- "(Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti.)" (H. Taner)
- "Kendine, kendi kendini" anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz.
- Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde.
- Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça.
- [zamir] Kendi, zat
- "(Bir od düştü yanar tatlı özüme / Dünya zindan görünüyor gözüme.)" (Karacaoğlan)
- [mecaz] Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde
- "(Ortalıktaki krizi sebep gösteriyorlar ama asıl kriz şirketin kendi özünde.)" (A. Gündüz)
- [botanik] Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm.
- [botanik] Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan
- "(Çocuğun bu yalanı bir anda onu bana bir öz evlat sevgisiyle bağladı.)" (R. N. Güntekin)
- [botanik] İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı.
- [botanik] Dere, çay.
- [botanik] Sulak, verimli yer.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır