kelimesinin eş anlamı uzatmak
- uzun tutmak
- sızdırmak
- ağzından laf almak
- uzamak
- sürdürmek
- ümit vermek
- vaat etmek
- yeterli olmak
- dayanmak
- ısrar etmek
- boyun eğmemek
- direnmek
- tanıtmak
- sulandırmak
- uzanmak
- yayılmak
- sereserpe uzanmak
- temdit etmek
- süresini uzatmak
- küçük ölçekle planını çizmek
- iletki ile çizmek
- yaymak
- germek
- atmak
- dayamak
- göndermek
- oyalamak
- uzatmak
- vermek
- başı
- sürmek
- sürümcemede bırakmak
uzatmak (-i durum ekiyle kullanılan fiil) - Nedir?
- Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak.
- Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
- "(Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar.)" (M. Ş. Esendal)
- Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
- "(Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana.)" (A. Gündüz)
- Germek.
- [(nesne almayan fiil)] Konuşmayı sürdürmek
- "(Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar.)" (M. Ş. Esendal)
- [(nesne almayan fiil)] Vermek, göndermek.
- [(nesne almayan fiil)] Süreyi artırmak, temdit etmek
- "(Meclis, olağanüstü hâl süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine ... süreyi uzatabilir...)" (Anayasa)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır