kelimesinin eş anlamı sıkı
- dar
- yapışkan
- bağımlı
- tırmanış
- tırmanma
- yoğun
- özlü
- öz
- kompakt
- kısa ve etkili
- küçük araba
- sözleşme
- anlaşma
- pudralık
- sıkılaştırmak
- yoğunlaştırmak
- sıkıştırmak
- sert
- uzlaşmaz
- zorlayıcı
- zorlu
- bağlayıcı
- sıkıntıda olan
- gergin
- kasılmış
- sızdırmaz
- zor
- kritik
- kısa ve özlü
- cimri
- eli sıkı
- başabaş
- sarhoş
- katı
- tıkız
- doldurulmuş
- dikkatli
- sıkıca
- iyice
- disiplin
- hızlı
- darı
- hummalı
- kavi
- pinti
- tayt
- yiğin
sıkı sıfat - Nedir?
- Dar.
- İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan.
- Zorlu, güçlü ve etkili
- "(En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir.)" (B. Felek)
- Dikkatli, titiz ve göz yummadan uygulanan
- "(Ankaralılarla münasebetlerinde her zaman sıkı bir ahlak ve seviye kontrolüne tabi tutuldu.)" (Y. K. Karaosmanoğlu)
- İlkelerine çok bağlı, hoşgörüsü olmayan, katı.
- Yoğun
- "(Samsun'a geldiğimi ve kendisiyle daha sıkı temasta bulunmak istediğimi bildirdim.)" (Atatürk)
- Cimri.
- [zarf] Sıkıca, iyice.
- [zarf] Disiplin.
- [isim] Zorlayıcı durum.
- [isim] Ağızdan dolma ateşli silahlarda, barut ve kurşunun üstünden namluya sokulup bastırılan bez ve kâğıt parçaları vb. şeylerin tümü
- "(İlk sıkıyı babam attı.)" (S. Kocagöz)
- [isim] Güçlü ve çabuk, hızlı
- "(Karabalçıklı çiftliği, kasabadan sıkı yürüyüşle bir saat çeker.)" (R. N. Güntekin)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır