kelimesinin eş anlamı durum
- husus
- olay
- sorun
- dava
- hukuksal olay
- kanıt
- delil
- görüş
- neden
- hasta
- tuhaf tip
- kasa
- kutu
- çanta
- valiz
- kap
- kılıf
- mahfaza
- kovan
- gözetlemek
- dikizlemek
- kutulamak
- yerine koymak
- kaplamak
- ciltlemek
- örtmek
- şartlar
- kriz
- kritit durum
- durum buğdayı
- bir buğday türü
- hâl
- konum
- yer
- mevki
- görev
- vaziyet
- pozisyon
- boyut
- gidiş
- hatır
- hava
- hesap
- kalıp
- keyfiyet
- manzara
- tavır
- yağday
- davranış
- halütavır
- yaşam
- hayat
- süreğenlik
- duruş
- ahvâl-i ism
- ayna
- bir şey
- daraşlık
- delâl
- gestalt
- gidişat
- halet
- kondisyon
- merkez
- perese
- şekil
- yeğlemek
- yetmek
- yoklamak
durum isim - Nedir?
- Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- "(Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı.)" (R. N. Güntekin)
- Duruş biçimi, konum.
- Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
- [gramer] İsim soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır