kelimesinin eş anlamı göz
- göz
- bakış
- nazar
- görüş
- bakış açısı
- kanı
- ilmik
- ilik
- tomurcuk
- izlemek
- dikkatle bakmak
- gözetlemek
- kuşkuyla bakmak
- süzmek
- göze ait
- gözle görülür
- kesin
- oküler
- gözle ilgili
- opto
- bölüm
- çekmece
- delik
- hane
- kaynak
- oda
- ayn
- boşluk
- sevgi
- ilgi
- tutkular
- çekme
- aşı
- basar
- baş
- dide
- dünya penceresi
- kafa
- mimik
- mor karaman
- morkaraman
- niş
- şakak
- yüz
göz isim, anatomi - Nedir?
- Görme organı.
- Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
- İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
- Bakış, görüş.
- Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
- "(Asıl felaket bu pınara sırt çevirmek, bu pınarın gözlerine taş tıkamak değil de ne olurdu?)" (T. Buğra)
- Delik, boşluk
- "(Köprünün gözleri karış karış kazılmıştır.)" (S. F. Abasıyanık)
- Çekmece.
- Terazi kefesi.
- Kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında bir şeye kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, nazar
- "(İnsanı gözle yiyip bitirirler.)" (Ö. Seyfettin)
- Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı.
- Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri.
- Bölüm, hane.
- Bazı yaraların uç bölümü.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır