kelimesinin eş anlamı üst
- yüzeysel
- yüzey
- dış görünüş
- kanat
- cilalamak
- düzleştirmek
- yüzeye çıkarmak
- yüzeye çıkmak
- ortaya çıkmak
- meydana çıkmak
- gün ışığına çıkmak
- en yüksek
- en iyi
- tepe
- üst
- uç
- doruk
- tepe nokta
- zirve
- baş
- üst parça
- kapak
- topaç
- kapamak
- üstünü kapamak
- geçmek
- aşmak
- alt etmek
- birinci olmak
- fevk
- arka
- beden
- giyecek
- giysi
- öte
- vücut
- yan
- mafevk
- artan
- köpük
- gövde
- sorumluluk
- yükümlülük
- yüzü
- ilgilenilen
- amir
- kusur
- taraf
üst isim - Nedir?
- Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- "(Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor.)" (H. E. Adıvar)
- Bir şeyin görülen yanı, yüzü
- "(Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu.)" (M. Ş. Esendal)
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey
- "(Ağzında lokmayı birdenbire yutmaya kıyamıyor, dilinin üstünde gezdiriyordu.)" (Ö. Seyfettin)
- Giyecek, giysi.
- Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk.
- Vücut, beden.
- Artan, geriye kalan bölüm
- "(Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz.)" (A. Ş. Hisar)
- İlgilenilen, üzerinde durulan konu.
- [sıfat] Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan
- "(Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum.)" (R. N. Güntekin)
- [sıfat] Öte, arka
- "(Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım.)" (Y. Z. Ortaç)
- [sıfat] Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır