kelimesinin eş anlamı uzak
- ırak
- uzakta
- mesafeli
- hafif
- soğuk
- öbür
- öteki
- mesafe katetmiş
- uzak
- uzağa
- uzun
- dalgın
- dalıp gitmiş
- hayal aleminde
- sapa
- ters
- sağdaki
- çıkmış
- bozuk
- devre dışı
- kapalı
- kötü
- yorgun
- çıkarılmış
- olası
- kopuk
- geçersiz
- kesik
- tamamen
- izinli
- defol
- başlangıç
- baş
- den
- dan
- dışında
- haricinde
- öldürmek
- ücra
- kuş uçmaz kervan geçmez
- köşesine çekilmiş
- toplumdan uzak
- keşiş
- toplumdan uzak yaşayan kimse
- köşesine çekilmiş kimse
- çok eski
- çok uzak
- küçük
- dolaylı
- endirekt
- naklen yayın
- eli
- ayrı
- azade azade
- egzotik
- nereden nereye
- yırak
uzak sıfat - Nedir?
- Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
- "(Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu.)" (P. Safa)
- Arada çok zaman bulunan.
- Eli, gücü veya hükmü yetişmez.
- İhtimali az olan.
- Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
- "(Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz.)" (P. Safa)
- [isim] Uzak yer.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır