kelimesinin eş anlamı sıkıştırmak
- aman vermemek
- daha duyarlı davranmak
- üzerine gitmek
- kıstırmak
- sıkışmak
- sıkışıp kalmak
- takılmak
- mecbur etmek
- zorunlu kılmak
- baskı yapmak
- ihtiyaç göstermek
- lehinde propaganda yapmak
- kısmak
- tıkmak
- zorlamak
- kısılmasına
- ansızın
- tutuşturmak
- dalına binmek
- loğlamak
- mıncıklamak
- sıkılamak
- tazyik etmek
sıkıştırmak (-i durum ekiyle kullanılan fiil) - Nedir?
- Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak.
- Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak.
- Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
- "(İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar.)" (R. N. Güntekin)
- Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak.
- Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
- "(Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar.)" (R. H. Karay)
- Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
- "(Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş.)" (M. Ş. Esendal)
- [mecaz] Zorlamak
- "(Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum.)" (H. R. Gürpınar)
- [argo söz] Sarkıntılık etmek.
Benzer kelimeler
- alevlendirmek
- ateş almak
- ateş vermek
- ateşvermek
- aydınlatmak
- azdırmak
- bastırmak
- coşturmak
- dökmek
- heyecanlandırmak
- sıkmak
- tutku uyandırmak
- tutuşmak
- uyandırmak
- yangına vermek
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır