kelimesinin eş anlamı pul
- tanecik
- ince parça
- kuşbaşı parça
- kar taneciği
- balık pulu
- acayip tip
- yolmak
- pul pul ayırmak
- lapa lapa yağmak
- perçem
- püskül
- civata pulu
- yarı bükülmüş iplik
- gezinmek
- başıboş dolaşmak
- göz gezdirmek
- gezmek
- dolaşmak
- iplik bükmek
- yün taramak
- skala
- kabuk
- tartar
- kazan taşı
- kefe
- terazi gözü
- ölçek
- ölçü
- barem
- derece
- gam [müz.
- tartmak
- ağırlığını ölçmek
- tırmanmak
- tırmanarak çıkmak
- ayarlamak
- derecelendirmek
- orantılı olmak
- pullarını ayıklamak
- kazıyarak temizlemek
- diş taşlarını temizlemek
- tartarlarını temizlemek
- kefeki taşı ile düşürmek
- pul pul olmak
- kabuklanmak
- pullarla süslemek
- pullamak
- posta pulu
- damga
- kaşe
- ıstampa
- marka
- iz
- belirti
- özellik
- nitelik
- zımba
- etki
- izlenim
- ayağını yere vurma
- tepinme
- kalıp
- pul yapıştırmak
- damgalamak
- kaşe basmak
- tepinmek
- mühürlemek
- basmak
- bastırmak
- çiğnemek
- ayağını sertçe vurmak
- ezmek
- yok etmek
- onaylamak
- tasdik etmek
- etiketlemek
- göstermek
- kanıtlamak
- kazımak
- işlemek
- para
- incecik
- plâstik
- vida
- balıkların
- fulse
pul isim - Nedir?
- Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
- "(Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi.)" (F. R. Atay)
- Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
- "(Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı.)" (H. E. Adıvar)
- Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık.
- Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık.
- Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt.
- [sıfat] Pula benzeyen, pulu andıran.
- [botanik] Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri.
- [zooloji] Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
- "(Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu.)" (S. F. Abasıyanık)
- [eskimiş] Akçeden küçük metal para.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır