kelimesinin eş anlamı dolgun
- etli
- tıknaz
- tombul
- etine dolgun
- patavatsız
- dobra
- açık sözlü
- pat diye
- küt diye
- birden
- patavatsızca
- açıkça
- pat
- küt
- cumburlop
- patırtı
- gümbürtü
- düşme sesi
- tombullaşmak
- şişmanlatmak
- semirtmek
- küt diye düşmek
- pat diye oturmak
- küt diye bırakmak
- pat diye söylemek
- kalın
- şişko
- öfke
- kızgınlık
- fıstık gibi
- hoşur
- tıkız
- tolgan
- tolkan
- tulay
dolgun sıfat - Nedir?
- Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış.
- Şişmana yakın, balıketinde
- "(Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu.)" (B. Felek)
- Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.)
- "(İlk işi babasını memnun etmek için, ona dolgun bir maaşa geçtiğini yazmak olmuş.)" (A. Ş. Hisar)
- [mecaz] Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu
- "(Müftüye karşı adamakıllı dolgundu.)" (R. N. Güntekin)
- [mecaz] Birbirine uyan, uyum gösteren
- "(Atasözleri, çoğu zaman dolgun kafiyelere yaslanıyorlar.)" (B. R. Eyuboğlu)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır