kelimesinin eş anlamı bütün
- tüm
- hep
- her
- saf
- katışıksız
- özbeöz
- alayı
- hepsi
- tamamen
- bütünüyle
- büsbütün
- herkes
- her şey
- tam
- iğdiş edilmemiş
- bütün
- iğdiş edilmemiş at
- toplu
- sağlam
- sağlıklı
- yarasız beresiz
- öz
- toplam
- birlik
- cemi
- cümle
- kamu
- kül
- mecmu
- olanca
- tamam
- yekpare
- eksiksiz
- parçalanmamış
- bütünü
- ufaklık
- tamlık
- bilcümle
- bilumum
- bütünleme
- cemîh
- dip doruk
- ful
- gamağ
- kâffe
- mecmuu
- tekmil
- topyekûn
- tüzbayküç
- umum
- yapa
bütün sıfat - Nedir?
- Eksiksiz, tam
- "(Güller bütün güller bu sabah / Bir ağızdan şarkı söyler gibi açıyor her bahçede.)" (N. Cumalı)
- Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi
- "(Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu.)" (Y. K. Karaosmanoğlu)
- Bozuk olmayan (para).
- Parçalanmamış.
- [isim] Birlik, tamlık
- "(Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder.)" (O. V. Kanık)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır