kelimesinin eş anlamı engel
- duvar
- çit
- bariyer
- korkuluk
- start sınırı
- antartika'daki buz engeli
- geçit
- set
- ket
- hata
- başarısızlık
- sürülmemiş tarla
- kiriş
- duraksama
- ayak diremek
- inatla yürümemek
- inat etmek
- duraksamak
- engellemek
- durdurmak
- kaçınmak
- karşı çalışma
- karşı koymak
- önlemek
- caydırıcı güç
- caydırıcı silah
- sakınca
- vergi iadesi
- ihraç primi
- mahzur
- elverişsiz durum
- handikap
- yetersizlik
- özür
- engel koymak
- engel olmak
- ket vurmak
- mâni
- engelleme
- önleme
- ayak bağı
- sorun
- güçlük
- parmaklık
- yarış engeli
- çit çekmek
- engeli aşmak
- üstesinden gelmek
- halletmek
- engelli koşu yapmak
- geciktirme
- kekemelik
- pelteklik
- zorluk
- bukağı
- bir tür balık ağı
- elipsograf
- güçleştirmek
- tuzağa düşürmek
- köstek
- müşkül
- pürüz
- yük
- mânia
- aksilik
- baraj
- beis
- buyrat
- çaparız
- gerelti
- hail
- -i
- mazeret
engel isim - Nedir?
- Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia
- "(Bürokratik engelleri ortadan kaldıracak bir formül aradık ve bulduk.)" (H. Taner)
- [spor] Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken, çerçeve ile tabandan kurulu tahta düzenek.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır