kelimesinin eş anlamı alçak
- adî
- aşağılık
- kalp
- katışık
- kaba
- sahte
- kaide
- kök
- temel
- dayanak
- esas
- alt
- altlık
- taban
- dip
- üs
- başlangıç sayısı
- baz
- saha kenarı
- depart
- dayandırmak
- kurmak
- tesis etmek
- edepsiz
- rezil
- alçak kimse
- küfretmek
- sövüp saymak
- düşük
- basık
- zayıf
- pes
- ucuz
- alçakgönüllü
- kısa boylu
- bodur
- karamsar
- alçak
- pes olarak
- alçakgönüllülükle
- böğürme
- böğürmek
- yüksek olmayan
- namussuz
- ahlaksız
- alçakça
- namussuzca
- hain
- puşt
- alçak herif
- dürzü
- kısa
- kısa kesilmiş
- az
- bücür
- özet
- yetersiz
- eksik
- kestirme
- kıt
- tam olmayan
- sert
- iyi pişmiş
- gevrek
- çıtır çıtır
- hariç
- kısa vadeli
- çapaklı [met.
- aniden
- birden
- haricinde
- dışında
- kısa metrajlı film
- kısa devre
- kontak
- kasa açığı
- kısa hece
- kısa okunuşlu ünlü
- kısa devre yaptırmak
- değersiz
- iğrenç
- berbat
- kepaze
- hasis
- ağır
- namert
- pespaye
- sefil
- soysuz
- süfli
- yavaş
- aşağı
- ağartmış
- denî
- dun
- efzal
- eymen
- habis
- köpek soyu
- markiz
- münhat
- puf
- şerefsiz
- züllü
alçak sıfat - Nedir?
- Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı.
- Aşağı olan, yüksek olmayan (yer)
- "(Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır.)" (Atasözü)
- Kısa (boy).
- [mecaz] Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır