kelimesinin eş anlamı sulu
- çorba gibi
- et suyu çorbası gibi
- cıvık
- özlü
- çekici
- ilginç
- ağız sulandırıcı
- karlı
- bereketli
- bol
- içkici
- içkici tip
- ayyaş
- çok içmek
- çok içirmek
- şımarık
- utanmaz
- arsız
- sırnaşık
- yüzsüz
- modaya uygun
- şık
- lezzetli
- dolgun
- etli
- dinç
- halsiz
- kuvvetsiz
- soluk
- solmuş
- bulaşık
- vıcık vıcık
- armut
- beberuhi
- bulamaç
- kiraz
- şâdâb
sulu sıfat - Nedir?
- Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı
- "(Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?)" (R. N. Güntekin)
- Suyu çok olan
- "(Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu.)" (Ö. Seyfettin)
- İçine su katılmış, sulandırılmış olan.
- [mecaz] Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse)
- "(Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur.)" (M. Ş. Esendal)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır