kelimesinin eş anlamı sıkmak
- sıkıca yakalamak
- perçinlemek
- kenetlemek
- yapışmak
- tutmak
- kavramak
- canını sıkmak
- bıktırmak
- sağlamlaştırmak
- kilitlemek
- sıkı bağlamak
- bunaltmak
- ezmek
- baskı yapmak
- kahretmek
- sıkıştırmak
- eziyet etmek
- germek
- kasmak
- kısmak
- kasılmak
- sıkışmak
- sertleşmek
- ciddileşmek
- üzmek
- zorlamak
- yağını
- püskürtmek
- zehretmek
sıkmak (-i durum ekiyle kullanılan fiil) - Nedir?
- Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak
- "(Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor.)" (Ö. Seyfettin)
- Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak.
- Dar gelmek
- "(Belimi sıktı kemer.)" (Halk türküsü)
- Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek.
- Silahla ateş etmek
- "(Küçük hanım, tabancayı kalbine sıkmak istemiş.)" (H. R. Gürpınar)
- Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak.
- [mecaz] Sıkıntı vermek
- "(... ihtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım.)" (Ö. Seyfettin)
- [mecaz] Yalan söylemek.
Benzer kelimeler
- alıkoymak
- baskı altında tutmak
- boyun eğdirmek
- güçlendirmek
- infaz etmek
- mecbur etmek
- menetmek
- sözünü geçirmek
- sınırlamak
- takılmak
- uygulamak
- yiyip bitirmek
- zehir etmek
- zorla yaptırmak
- zorunda bırakmak
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır