kelimesinin eş anlamı eski
- çok eski
- eskiden kalma
- terkedilmiş
- kullanılmayan
- kör
- bir zamanlarki
- sabık
- bir zamanlar
- eskiden
- vaktiyle
- önceden
- önceki
- eski
- den dışarı
- de teslim
- olmaksızın
- olmadan
- siz
- hatırlanması zor
- modası geçmiş
- eskilerine oranla az gelişmiş [biy.
- demirbaş
- eski eleman
- kıdemli kimse
- yaşlı
- demode
- eski kafalı
- kıdemli
- yaşlı adam
- geçmiş
- bir gün
- günün birinde
- bir ara
- bazen
- bkz. to
- evvelki
- geçmişte
- çaput
- emektar
- ezelî
- külüstür
- paçavra
- deneyimli
- tecrübesi olan
- yıpranmış
- atik
- çakmaksız
- çarkıt
- çıkma
- esbak
- her şeyin yenisi
- dostun eskisi
- kadim
- kırık dökük
- köhne
- müstamel
- müzelik
- pala
- partal
- skolâstik
- tapon
- tuğsavul
- turfa
- yeytem
- yıkık dökük
- yıprak
- ekşi
eski sıfat - Nedir?
- Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı
- "(Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?)" (N. Ataç)
- Önceki, sabık
- "(Anlatışına bakılırsa, eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.)" (H. Taner)
- Geçerli olmayan
- "(Bugün mekteplerimiz artık o eski mektepler değildir.)" (R. N. Güntekin)
- Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan.
- Geçmiş çağlardaki
- "(Kendimi eski zamanların eski bir gecesinde gayet geç bir saatte sokakta dolaşıyorum sanıyordum.)" (R. N. Güntekin)
- Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan.
- [isim] Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey
- "(Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum.)" (H. Z. Uşaklıgil)
- [isim, alay] Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır