kelimesinin eş anlamı yumuşak
- sevecen
- merhametli
- iyi kalpli
- yararlı
- faydalı
- iyicil
- tehlikesiz
- kibar
- mülayim
- sarkık
- gevşek
- dikkatsiz
- umursamaz
- belirsiz
- esnek
- hamur gibi
- topallama
- topallamak
- aksamak
- aksatmak
- cıvık
- tatlı
- ılıman
- hafif
- pes
- belli belirsiz
- yumuşak başlı
- uysal
- müşfik
- sevgi dolu
- sıvı
- sulu
- alkolsüz
- kafasız
- mankafa
- yavaşça
- yumuşakça
- ahmak
- budala
- rutubetli
- nemli
- çağlayan bir sesi olan
- elastik
- uyumlu
- kıvrak
- yumuşatmak
- esnetmek
- hoş
- müsamahakâr
- sessiz
- kaba
- hırçın
- okşayıcı
- arap sabunu
- armut
- dişi
- ergün
- eslek
- et toprak
- filik
- grafit
- güler yüz
- halim selim
- jelibon
- kaymak taşı
- kediayağı
- lâpa gibi
- lâtif
- lop
- mahmur bakış
- muflonlu
- ötümlü
- podösüet
- polip
- puf
- püskül kuyruklular
- tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
- türk kıyması
- türkkıyması
yumuşak sıfat - Nedir?
- Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı.
- Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı.
- Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran
- "(... yumuşak lepiska saçlarına amiyane bir perişanlık gelmişti.)" (Y. K. Karaosmanoğlu)
- Kolaylıkla işlenebilen
- "(Uzun gagasını yumuşak topraklara sokar, otların kökündeki yaşlığı emerek yaşarmış.)" (M. Ş. Esendal)
- Kolay çiğnenen, kolay kesilen.
- Ilıman (iklim), sert karşıtı.
- [mecaz] Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal.
- [mecaz] Okşayıcı, tatlı, hoş
- "(Gözleri yan aralık, kirpiklerinin arasından bana her zamanki yumuşak, tatlı, sonsuz şefkatiyle bakıyor.)" (Y. Z. Ortaç)
- [mecaz] Sessiz, hafif
- "(Onun içinde mutlaka sönüp yanan gizli yumuşak ışıklarla fosforlu bir parıldayış vardır.)" (A. Ş. Hisar)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır