kelimesinin eş anlamı yayılmak
- hüküm sürmek
- aşırı çoğalmak
- sinmek
- yaygınlaşmak
- aksetmek
- büyümek
- çıkmak
- çökmek
- otlamak
- sirayet etmek
- sıvışmak
- sızmak
- yansımak
- hastalık
- genelleşmek
- genişlemek
- serilmek
- döşenmek
- açılmak
- alıp yürümek
- ayyuka çıkmak
- dallanmak
- dökülmek
- imbisat etmek
- intişar etmek
- istilâ
- istilâ etmek
- kol uzatmak
- kök salmak
- meydan almak
- ortaya yayılmak
- saçılmak
- sıçramak
- şayi olmak
- şüyu bulmak
- taammüm etmek
- tevessü etmek
- yaylım
yayılmak (nesne almayan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil) - Nedir?
- Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak.
- Hastalık, pek çok kimseye geçmek veya bulaşmak.
- Genelleşmek
- "(O zamanlarda saz, halkın bütün sınıfları arasında iyice yayılmıştı.)" (A. Ş. Hisar)
- Genişlemek, büyümek
- "(... bu Buket'in şöhreti de arkadaşları arasında derhâl yayılmış.)" (A. Ş. Hisar)
- Serilmek, döşenmek.
- 4. Koyun, inek vb. otlamak.
- Rahat bir biçimde, sere serpe oturmak.
- [mecaz] Ayrıntıya girmek, açılmak
- "(Türlü yönlerden ele alınabilecek olan bu konuda şimdilik pek yayılmak istemiyorum.)" (O. V. Kanık)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır