kelimesinin eş anlamı olgun
- kemale ermiş
- ergin
- tamam
- vadesi gelmiş
- olgunlaştırmak
- olgunlaşmak
- olmak
- vadesi gelmek
- yumuşak
- tatlı
- yıllanmış
- yumuşamak
- yumuşatmak
- olmuş
- dinlendirilmiş
- bekletilmiş
- pişkin
- erişkin
- görmüş geçirmiş
- uygun
- hazır
- ameliyata hazır
- açık saçık
- müstehcen
- sulu
- bilgi
- değmiş
- kâmil
- yetişmiş
- ağırbaş
- baba adam
- babacan
- bolgan
- bulagan
- bulgan
- cetik
- çigil
- dulak
- durmuş oturmuş
- enkiş
- erdin
- ergen
- eriken
- ertim
- fâzıl
- istanbul efendisi
- tela
- tokal
- tolmış
- toluk
- toygur
- tölegen
- tulan
- tulay
- tuli
- tuluk
- uslu akıllı
- yaşlı başlı
- yeti
- yetik
- yetişgin
- yolluk
olgun sıfat - Nedir?
- Yenecek duruma gelmiş (meyve)
- "(Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar.)" (R. H. Karay)
- [mecaz] Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil
- "(Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti.)" (Y. K. Karaosmanoğlu)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır