kelimesinin eş anlamı ahlaksız
- baştan çıkmış
- sefahat düşkünü
- uçarı
- çapkın
- hovarda
- terbiyesiz
- afacan
- kötülük eden kimse
- alçak kimse
- namussuz
- rezil
- hayta
- alçak herif
- serseri
- kerata
- yoldan çıkmış
- günahkar
- ahlaksız
- kınamak
- ayıplamak
- hoşgörmemek
- lanetlemek
- huzuruna kabul etmemek
- kirli
- pis
- ahlaksızca olan
- prensipsiz
- düzelmemiş
- tövbekar olmamış
- vicdansız
- kötü
- fena
- berbat
- haince
- şiddetli
- bozuk
- huysuz
- amaçsız
- düşüncesiz
- aklına eseni yapan
- hafifmeşrep
- serkeş
- sebepsiz
- kötü niyetli
- oyunbaz
- maskara
- kendini eğlenceye vermek
- aşırı çoğalmak
- çok gelişmek
- kötü huylu
- kötücül
- hınzır
- muzip
- yaramaz
- hain
- aşağılık
- harika
- sefil
- iffetsiz
- düşkün
- soysuz
- baskısız
- çeper
- gidi
ahlaksız sıfat - Nedir?
- Ahlak kurallarına uymayan.
- [mecaz] Dürüst davranmayan, kötü huylu, terbiyesiz
- "(O ahlaksız insanların arasında bu çocuk nasıl rahat eder.)" (P. Safa)
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır