kelimesinin eş anlamı acele
- acele eden
- hızlı hareket eden
- acele etmek
- hızlandırmak
- acele ettirmek
- iki ayağını bir pabuca sokmak
- telaş
- hız
- çabukluk
- alelacele
- acilen
- çabuk
- hızlı
- ivedi
- tez
- aceleci
- telaşçı
- çabuk sinirlenen
- düşüncesizce yapılmış
- acele ile
- hakaret
- acele ile gitmek
- aceleye gelen
- telaşlı
- ayaküstü
- acelecilik
- kızarıklık
- kızartı
- koşma
- koşuşturma
- sıçrama
- atılma
- saldırma
- hücum
- akın
- üşüşme
- toplanma
- rağbet
- kur
- saz
- hasırotu
- önemsiz şey
- fasa fiso
- koşmak
- şiddetli esmek
- hızlı akmak
- atılmak
- düşünmeden girişmek
- aceleye getirmek
- sıkboğaz etmek
- sıkıştırmak
- koşturmak
- acele ile göndermek
- yetiştirmek
- çabucak halletmek
- hücum etmek
- saldırmak
- üstüne atılmak
- kur yapmak [amer.
- aciliyet
- zorunluluk
- kaçınılmazlık
- baskı
- ısrar
- acil
- önemli
- kaçınılmaz
- zorunlu
- ısrarlı
- ısrarcı
- ivedilikle
- hızlıca
- hemen
- tacilî
- telesik
- ivecenlik
- becit
- alaminüt
- evgi
- müstacel
acele sıfat - Nedir?
- Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi.
- [zarf] Vakit geçirmeden, tez olarak
- "(Acele bir karar vermek ihtiyacındayım.)" (P. Safa)
- [isim] Çabuk davranma, ivecenlik.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır