kelimesinin eş anlamı yabancı
- yabancı uyruklu
- uymayan
- farklı
- uzaylı
- yabancı
- yabancı uyruklu kimse
- ecnebi
- yaratık
- haklardan mahrum bırakılan kimse
- yabancı kelime
- aktarma [dilb.
- dış
- amerikalı
- ingiliz
- aykırı tip
- dışarıdaki
- ilgisi olmayan kimse
- görgüsüz kimse
- kazanma şansı olmayan at
- tuhaf
- işin yabancısı
- acemi
- tanıdık olmayan
- alışılmamış
- alışık olmayan
- el
- bîgâne
- garip
- haricî
- özge
- yad
- aileden
- tanınmayan
- bilinmeyen
- acem sanatkâr
- ahar
- elgin
- eloğlu
- esneb
- garıv
- gayr
- namahrem
- yaban
- yada
- yalanbiçimli
- yedi kat el pek
yabancı sıfat - Nedir?
- Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- "(Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok.)" (R. E. Ünaydın)
- Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge
- "(Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım.)" (M. Ş. Esendal)
- Tanınmayan, bilinmeyen, yad
- "(Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı.)" (Y. Z. Ortaç)
- Aynı türden, aynı çeşitten olmayan.
- Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan.
- Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır