kelimesinin eş anlamı oynatmak
oynatmak (-i durum ekiyle kullanılan fiil) - Nedir?
- Oynamasını sağlamak
- "(Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı.)" (P. Safa)
- Kımıldamasına yol açmak
- "(Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi.)" (M. Ş. Esendal)
- Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak.
- Bir araç, gereç kullanmak
- "(Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?)" (Ö. Seyfettin)
- [(nesne almayan fiil)] Aklını yitirmek
- "(Sizinle iki gün daha çalışsam, aklımı oynatabilirim.)" (F. R. Atay)
- [mecaz] Korkutmak, heyecanlandırmak.
- [mecaz] Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak.
- [tiyatro] Sahneye koymak
- "(Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız.)" (H. E. Adıvar)
Benzer kelimeler
- allak bullak etmek
- baskı altında tutmak
- cesaretini kırmak
- duman attırmak
- gözdağı vermek
- höt demek
- korku ile boyun eğdirmek
- korku vermek
- tehdit etmek
- tehdit savurmak
- tırnak göstermek
- yumruk göstermek
- zılgıt vermek
- ürperti vermek
- üstüne yürümek
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır