kundak isim - Nedir?
- Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez
- "(Kendisine uzattıkları ince ve beyaz bir kundağa sarılmış kızına baktı.)" (Ö. Seyfettin)
- Kundağa sarılmış bebek
- "(Dikmen Yıldızı kundağı kucaklayarak ağır, sarsıntılı adımlarla savcının arkasından yürüdü.)" (A. Gündüz)
- Saçları yemeninin içine alıp bağlama.
- Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey.
- Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb
- "(Ben şamdanımla evveli kapının önüne yığılan şeyleri, sonra cibinliği, perdeleri, bütün duvarları çeviren kundakları tutuşturacağım.)" (H. Z. Uşaklıgil)
- Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm
- "(Amcası Mustafa geldi eve, ona bir kundağı sedefli tüfek getirdi.)" (Y. Kemal)
- Arabalarda dingil yatağı.
- [mecaz] Ara bozma, fitne, fesat.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır