kelimesinin eş anlamı canlandırmak
- neşelendirmek
- ihya etmek
- coşturmak
- hayat vermek
- teşvik etmek
- hızlandırmak
- ruh katmak
- canlanmak
- neşelenmek
- kurcalamak
- aydınlatmak
- gün ışığına çıkarmak
- geçmişi ortaya çıkarmak
- uyandırmak
- kaldırmak
- kızdırmak
- rahatsız etmek
- çıkarmak
- yatağından çıkarmak
- güçlü akım veya cereyan
- kışkırtmak
- enerji vermek
- buji
- içten yanmalı bir motorda gazı tutuşturmak için kıvılcım veren aygıt
- cesaretlendirmek
- güçlendirmek
- diriltmek
- gayretlendirmek
- yoğunluk
- yaşatmak
- canlılık
- tazelik
- doldurmak
- harekete geçirmek
- harekete getirmek
- kırbaçlamak
- şevke getirmek
canlandırmak (-i durum ekiyle kullanılan fiil) - Nedir?
- Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak.
- Yaşatmak, birinin kılığına girmek.
- Canlılık, tazelik, dirilik getirmek
- "(Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden.)" (C. Uçuk)
- [mecaz] Yoğunluk, etkinlik kazandırmak
- "(Şu ocağı canlandır, sonra yanıma gel.)" (R. H. Karay)
- [sinema, televizyon] Bir karakteri oynamak, ona kişilik vermek.
Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır